Gazeteciler Cemiyeti, İstanbul’da meydana gelen olaylarda 20 gazetecinin gözaltına alınmasını ve gazeteci Özlem Gürses‘in ev hapsine alınmasını şiddetle kınadı. Cemiyet, bu durumu ifade ederken, “Bu kabul edilemez uygulamalar haber peşindeki tüm gazetecilere gözdağıdır” ifadesini kullandı. Bu açıklama, Türk basınında yaşanan baskı ve sansür uygulamalarına karşı artan tepkilerin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Gazeteciler Cemiyeti tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, özellikle “Bugün İstanbul’da demokratik haklarını kullanan 20’ye yakın meslektaşımız gözaltına alındı.” ifadesi dikkat çekiyor. Bu durum, basın özgürlüğü açısından ciddi bir tehdit olarak kabul ediliyor. Cemiyet, gazetecilere yönelik bu tür zulümleri doğrudan mevzuata uyduran idarecileri kınadığını belirtti ve gazetecilik mesleğinin suç olmadığını vurguladı.
Cemiyetin açıklamasında, “Gazetecilik suç değildir” ifadesi öne çıkmakta. Bu, gazetecileri koruma ve onları destekleme yönünde bir çağrı olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, Gazeteciler Cemiyeti, susturulmaya ve baskılara maruz kalan gazetecilerin yalnız olmadığını belirterek, dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Özlem Gürses’in ev hapsine alınması da ayrı bir konu olarak gündemdeki yerini koruyor. Cemiyet, Gürses’in durumu üzerinden Türkiye’deki ifade özgürlüğü ve basın hürriyetinin tehdit altında olduğunu ifade etti. Özlem Gürses, Türkiye’deki en tanınmış gazetecilerden biri olup, özellikle eleştirel yazıları ve duruşuyla biliniyor.
Bu olaylar, Türkiye’deki basın özgürlüğü ortamının ne kadar zorlu bir süreçte olduğunu ortaya koyuyor. Gözaltına alınmalar ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, tüm toplumda bir korku atmosferi yaratmakta ve gazetecilerin işlerini yapmalarında ciddi engeller oluşturmaktadır. Dolayısıyla, Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklamaları bu bağlamda önemli bir anlam taşımaktadır.
Sonuç olarak, Gazeteciler Cemiyeti’nin gerçekleştirdiği bu açıklamalar, hem içerideki hem dışarıdaki gözlemciler için Türkiye’deki basın işleyişi üzerine önemli bir ışık tutmaktadır. Bu tür uygulamalara karşı çıkmak ve gazetecilerin özgürce çalışabilmesi için farkındalık oluşturmak büyük önem taşımaktadır. Gelecekte bu tür olayların tekrar etmemesi ve gazetecilik mesleği üzerinde var olan baskıların sona ermesi umuduyla, kamuoyunun ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuyu takip etmesi ve desteklemesi gerekmektedir.
