Çin, 14 yılın ardından para politikasında gevşeme işareti vererek, 2024 yılı için “gerekli derecede gevşeme” yapacağını açıkladı. Bu adım, ekonomiyi canlandırmak amacıyla daha proaktif bir maliye politikasının uygulanacağını işaret ediyor. Bu tarihsel kararın ardından, hisse senetleri ve Çin’in devlet tahvillerinde ciddi bir yükseliş gözlemlenirken, Hong Kong’un Hang Seng endeksi yüzde 2,8 oranında bir artışla son bir ayın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
2008 yılındaki küresel mali krizinin ardından, Çin “gerekli derecede gevşek” bir para politikası benimsemiş, 2010 yılının sonlarına doğru ise ihtiyatlı bir para politikası uygulamaya başlamıştı. Bu geçiş, ekonomik istikrarı sağlamak adına yapılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak son dönemde yaşanan ekonomik zorluklar, yine bir gevşeme politikasına dönüş needini gündeme getirmiştir.
Kasım ayında, Çin hükümeti 10 trilyon yuanlık bir borç paketiyle yerel yönetimlerin karşılaştıkları finansman zorluklarını hafifletmeye çalışmış ve zayıflayan ekonomik büyümeyi istikrara kavuşturmak adına önemli bir hamlede bulunmuştur. Bu borç paketi, yerel yönetimlerin finansal sıkıntılarını aşmalarına yardımcı olmayı ve genel ekonomik büyümeyi artırmayı hedefliyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, cuma günü 2025 ekonomik hedeflerine ulaşılması için kapsamlı bir hazırlığın önemine dikkat çekti. Jinping, ülkenin mevcut kalkınma süreçlerinde bir dizi zorlukla karşı karşıya olduğunu belirtirken, bu zorlukları aşmanın ülkenin ekonomik geleceği açısından kritik olduğunu vurguladı.
VERGİ TEHDİTLERİ SANAYİ SEKTÖRÜNÜ SARSTI
Bu yıl itibarıyla üretim ve ihracata dayanan Çin ekonomisi, ciddi bir emlak sektörü krizi nedeniyle tüketici servetini ciddi şekilde aşındırdı. Bunun yanı sıra, hükümetin verdiği teşviklerin büyük bölümünün üreticilere ve altyapıya gitmesi, hanehalkı talebinde düşüşe yol açtı. Ülke ekonomisi bu faktörler nedeniyle zor bir dönemden geçiyor ve fabrikalar üretim kapasitelerini sürdürebilmek adına çetin bir mücadele veriyor.
Hükümet danışmanları, Çin’in gelecek yıl büyüme hedefinin sabit tutulması gerektiğini önerirken, beklenen ABD gümrük vergilerinin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla daha güçlü mali teşviklerin yapılması çağrısında bulunuyor. Bu bağlamda, ABD’nin yeni döneminde Çin’e yönelik gümrük vergisi tehdidinin, Çin sanayi sektöründe sarsıntılara neden olduğu ifade edilmektedir.
Özellikle, gelecek yıl ABD Başkanlığına yeniden oturacak olan Trump yönetiminin Çin’e yönelik gümrük vergisi tehditleri, yıllık 400 milyar dolardan fazla mal satan Çin’in sanayi sektöründe daha belirgin sorunlar yaratabilir. Dolayısıyla, Çin’in mali politikalarını hızlandırması ve esnekliğini artırması zorunlu hale gelebilir. Bu durum, ekonominin toparlanabilmesi için yeni stratejilerin geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.