İsveç’te Sahtecilik Sebebiyle Vatandaşlık İptali Geliyor

İsveç hükümeti, sahtecilik yoluyla vatandaşlık kazanmış veya ülkeye tehdit oluşturan kişilerin vatandaşlıklarını ve İsveç pasaportlarını iptal edebilmek amacıyla anayasa değişikliği için hazırlık yapmaktadır. Bu değişiklik, özellikle şiddet ve güvenlik açısından risk taşıyan bireylerin elini kolunu bağlayarak, halkın güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
Adalet Bakanı Gunnar Strommer, bu girişimin iç güvenliğin artırılması ve aşırı görüşlere sahip ya da yabancı devletler için çalışan bireylerin sistem dışına itileceği anlamına geldiğini belirtti. Yapılacak yasal düzenleme ile sahte ya da yanıltıcı bilgilerle, rüşvet ya da tehdit yoluyla İsveç vatandaşlığı elde edenler ile casusluk, vatana ihanet gibi ciddi suçlardan mahkum olan kişilerin vatandaşlıkları iptal edilecek.
VAAT GERÇEK OLUYOR
Bu anayasa değişikliği önerisi, 2022 yılındaki seçimlerde İsveç Demokratları tarafından desteklenen sağcı azınlık hükümetinin verdiği göçmenlik ve çete suçlarıyla mücadele vaatleri arasında yer almaktadır. Öneri, halk arasında güvenlik konusunun tartışılmasına yol açarken, hükümetin bu konudaki iradesini de gözler önüne sermektedir.
2024 yılı itibarıyla İsveç, tarihindeki en düşük sığınmacı sayısına oturma izni verdikten sonra bu yeni yasa tasarısının parlamentoda bir kez onaylanması gerekecektir. Genel seçimler sonrasında ise tasarının yeniden oylanması planlanmaktadır. Hükümetin sağcı kanadı, çete suçlarına karışan çifte vatandaşların da vatandaşlıklarının iptal edilmesini talep etmiştir, fakat bu öneri nihai tasarıya dahil edilmemiştir.
NUFUSUN YÜZDE 20’Sİ DIŞARIDAN
İsveç’in yaklaşık 10,5 milyonluk nüfusunun yüzde 20’sinin yurt dışında doğmuş bireylerden oluştuğu göz önüne alındığında, bu gelişmeler toplumda geniş yankılar uyandırabilir. Ayrıca, hükümetin göçmenlerin vatandaşlık başvurusu yapabilmesi için gerekli bekleme süresini beş yıldan sekiz yıla çıkarma önerisi de söz konusudur. Bu öneri, göçmenlerin entegrasyon sürecini daha uzun bir süreye yayarak dikkatli bir değerlendirme yapılmasını sağlamayı amaçlıyor.
Bununla birlikte, yasa tasarısını hazırlayan komite, anayasal değişiklik önerileri arasında kürtaj hakkının anayasa ile güvence altına alınmasını da tavsiye etmiştir. Bu öneri, insan hakları koruma çabalarının yanı sıra, İsveç’in uluslararası standartlara uyumunu güçlendirmek açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, hem sağlık hem de kadın hakları açısından İsveç’in sahip olduğu sosyal modelin devamını sağlamaya yönelik bir girişimdir.