Lübnan Başbakanı Necib Mikati, ülkesinin güneyinde İsrail ile bir ateşkese varılması gerektiğini vurguladı. Mikati, ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1701 sayılı kararının hayata geçirilmesi gerektiğini ve Lübnan’ın güneyinde yalnızca devletine ait silahlı güçlerin bulunmasını talep etti. Bu açıklamalar, Lübnan’ın bölgedeki güvenlik durumunu iyileştirmek amacıyla önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Mikati’nin ifadeleri, Lübnan Başbakanlık Medya Ofisi tarafından yayımlandı. Mikati, Salı günü düzenlenecek İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi için Suudi Arabistan’ın Riyad kentine gideceğini duyurdu. Zirvenin öncesinde Riyad Büyükelçiliği’ni ziyaret eden Başbakan, burada bir konuşma gerçekleştirdi ve önemli mesajlar verdi.
Konuşmasında Mikati, “Lübnan’ın güneyinde yalnızca devletin silahının bulunması, bölgenin devlet kontrolüne girmesi ve tüm işlerde tek söz sahibinin devlet olması açısından önemli bir fırsat yaratmaktadır” şeklinde ifade etti. Başbakan, bu fırsatı kaçırmayı düşünmeden “Lübnan’ı kurtaracaklarını” sözlerine ekleyerek, ülkelerinin mevcut durumda nasıl bir ilerleme kaydetmesi gerektiğini özetlemiş oldu.
Ateşkesin sağlanması, uluslararası kararların, özellikle de 1701 sayılı kararın uygulanması, Lübnan ordusunun güneydeki varlığının güçlendirilmesi ve meşru silahlar haricinde başka silahların olmaması gerektiğini dile getiren Mikati, bu aşamayı en kısa sürede atlatmanın önemine vurgu yaptı. Bu açıklamalar, Lübnan’ın güvenlik endişeleri ekseninde önemli bir dönüm noktası olabilir.
Öte yandan, İsrail merkezli Yedioth Ahronot gazetesi, isimsiz İsrailli üst düzey yetkililere dayanarak Lübnan ile ateşkes olasılığının tartışıldığını bildirdi. Ancak, taraflardan konuyla ilgili şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı. Bu durum, iki ülke arasındaki gerginliğin ne denli devam ettiğini de gözler önüne seriyor.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ise, ülkesinin ordusunun Lübnan’daki operasyonlarını genişleteceğini açıkladı. Bu durum, Mikati’nin barışçıl yaklaşımının karşısındaki askeri hazırlıkların arttığına dair bir özellik taşıyor ve bölgedeki gerilimi artırabileceği öngörülüyor. Genelkurmay Başkanının bu açıklamaları, Lübnan’ın güvenlik kaygılarını daha da derinleştirebilir.
