Günümüzde Avrupa borsalarında pozitif bir gelişim gözlemlenmektedir. Stoxx Europe 600 gösterge endeksi, %0,4 oranında bir artışla 551 puana ulaşmıştır. Bunun yanı sıra, Almanya‘nın DAX 40 endeksi %0,4’lük bir yükselişle 22,946 puandan işlem görmekte, İngiltere‘de bulunan FTSE 100 endeksi %0,4’lük bir kazançla 8,673 puana çıkmıştır.
İtalya’nın borsa endeksi FTSE MIB 30, %0,7 artış la 39,255 puanda işlem görürken, İspanya‘da bulunan IBEX 35 endeksi %0,8 artış göstererek 13,431 puana ulaşmıştır. Fransa‘da ise CAC 40 endeksi %0,6’lık bir prim ile 8,069 puanda yer almaktadır.
Piyasalardaki bu duruma etki eden birkaç önemli faktör bulunmaktadır. Küresel piyasalarda, ABD Başkanı Donald Trump‘ın tarife kararları, piyasalarda yön bulma süreçlerini zorlaştırmaktadır. Son dönemlerde, Beyaz Saray’ın 2 Nisan’da açıklanması planlanan karşılıklılık esaslı tarifelere dair ilkelerinin daraltıldığı bilgileri basında yer almaktadır.
Son bilgilere göre, belirli ülkelere yönelik tarifelerin uygulanması beklenirken, bazı sektörlerin muaf tutulabileceği görülmektedir. Analistler, bu muafiyet açıklamasının ABD yönetiminin ticaret konusundaki yaklaşımını daha dengeli ve müzakere edilebilir bir strateji doğrultusunda şekillendirebileceği yönünde sinyaller verdiğini belirtmektedir. Bu durum, ülkedeki ticaret zincirine dair olumlu bir algı yaratmaktadır.
Bu gelişmeler ile birlikte Avrupa borsalarında pozitif bir seyir sürdürülmekte ve tarife konusundaki haber akışı yatırımcıların dikkatini çekmeye devam etmektedir. Ek olarak, Almanya’daki Mart ayı iş dünyası güven endeksi Ifo, beklentilerin altında kalarak 86,7 değerine ulaşmıştır. Bu durum, piyasalardaki belirsizliği artıran unsurlardan biri olmuştur.
Bunun yanı sıra, analistler, bugünkü verilerin arasında ABD’de New York Fed tüketici güven endeksi ile Richmond Fed imalat sanayi endeksinin izleneceğini belirtiyor. Bu endekslerin açıklanması, piyasalarda daha geniş bir etki yaratabilir ve yatırımcıların karar alma sürecini etkileyebilir.
Bütün bu gelişmeler, Avrupa borsalarındaki pozitif havayı şekillendirirken, global ticaret dinamiklerinin etkilerini de gözler önüne sermektedir. Yatırımcılar, hem ABD tarafındaki ticaret politikaları hem de Avrupa’daki ekonomik göstergeler doğrultusunda tedbirli ve bilinçli hareket etmeye çalışmaktadırlar.
