Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 17 Ekim 2023 akşamı saat 20.40’da asgari ücret miktarını açıkladı. Yapılan duyuruya göre 2025 yılı için belirlenen asgari ücret 22 Bin 104 TL olarak belirlendi. Bu rakam, hem iş dünyasında hem de siyaset arenasında geniş yankı uyandırdı.
Açıklanan asgari ücret, AK Parti içinde belirgin tartışmalara yol açtı. Eski AKP’li milletvekili Şamil Tayyar, sosyal medya platformu üzerinden ilginç bir yorum yaptı. Tayyar, bu zammın yetersiz olduğunu ve partinin sosyal politikaları ile uyumsuzluk gösterdiğini öne sürdü.
‘SOSYAL POLİTİKALARLA ÖRTÜŞMEDİ’
Şamil Tayyar, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Yeni asgari ücret yüzde 30 artışla 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Yeni yılda tüm vergi, harç ve cezalar için yeniden değerleme oranı yüzde 43.93 olarak belirlenirken, 2024 yılı enflasyonu yüzde 45 civarındayken, asgari ücretteki artışın yüzde 30’la sınırlandırılması, olmamıştır. AK Parti’nin 22 yıllık sosyal politikalarıyla örtüşmedi. Üzgünüm.” Bu eleştiriler, asgari ücret artışının doğrudan enflasyon oranları ile karşılaştırılması gerekliliğini ön plana çıkardı.
‘EMEKLİYE’DE BİR ŞEY VERİLMEYECEK DEMEKTİR’
İktidara yakın gazetecilerden Cem Küçük de bu gelişmelere yönelik televizyon programında yorumda bulundu. Küçük, “İş verenin dediği olmuş. Bu durum vatandaşı çok zorlar” ifadelerini kullanarak, asgari ücretin yetersizliğine dikkat çekti. Ayrıca, emekli maaşları ile ilgili de eleştirilerde bulunarak, “Çok komik kalıyor. Bu emekliye de bir şey verilmeyecek anlamına gelir” dedi.
Bu yorumlar, asgari ücretin belirlenmesi ve emekli vatandaşların alacakları maaşlar üzerinde geniş tartışmalara yol açarken, hükümetin izlediği politikaların daha geniş bir kitle açısından nasıl algılandığını gözler önüne serdi. Çeşitli sosyal grupların bu zamlara tepkileri, ilerleyen günlerde daha fazla gündeme gelebilir.
Sonuç olarak, asgari ücretin açıklanması ve bunun getirdiği tartışmalar, Türkiye’nin mevcut ekonomik durumu ve sosyal adalet konularında bir kez daha düşünülmesi gereken sorunlar olduğunu gösteriyor. Ekonomik verilerle karşılaştırıldığında, yapılan artışların yeterli olup olmadığı konusunda hem siyasetçiler hem de vatandaşlar arasında ciddi bir tartışma yer almakta. Bu tür tartışmalar, toplumda genel bir memnuniyetsizliğe yol açarken, hükümetin izlediği ekonomik politikaların sorgulanmasına neden olmaktadır.
