Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 2021 ile 2024 yılları arasında düzenlenen toplam 33 konsere ilişkin olarak “kamu zararı” iddialarına dair 9 belediye çalışanı hakkında soruşturma izni vermiştir. Ancak, bu süreçte toplamda 130 konserden oluşan bir hizmet alımı incelemesinin sonucunda, 97 konser ile ilgili olarak herhangi bir usulsüzlük tespit edilmemiştir ve bu konserler hakkında soruşturma izni verilmemiştir. Bu durum, rutin denetimler sırasında Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı tarafından daha önce de incelenmiş ve herhangi bir olumsuz bulguya rastlanmamış olmasını göstermektedir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, bu süreçle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir açıklama yapmıştır. Yapılan açıklamada, müfettişler tarafından gerçekleştirilen incelemelerin, 2021-2024 yılları arasında gerçekleştirilen çeşitli kültür ve sanat etkinliklerini kapsadığı ifade edilmiştir. Müfettişler, 130 konserin yer aldığı hizmet alımlarını detaylı bir şekilde incelemiş ve sonuçlandırmışlardır. Bu kapsamda, 97 konser hakkında bir usulsüzlük tespit edilmediği belirtilmiş, dolayısıyla bu etkinliklerle ilgili herhangi bir soruşturma izni açılmamıştır.
Açıklamada ayrıca, 33 konser hakkında kamu zararı iddialarına dayanarak soruşturma izni verilmiş olmasının önemine değinilmiştir. Bu 33 konser ile ilgili olarak yapılan inceleme sırasında belirli hususlar ön plana çıkmış ve bu da ilgili iddiaların sorgulanması için bir temel oluşturmuştur. Ancak, Beledi̇ye çalışanları, kendilerine yöneltilen iddialar ve alınan kararlar ile ilgili hukuki haklarını kullanacaklarını, yani Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulunacaklarını ifade etmişlerdir.
Böylece, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikler üzerine gerçekleştirilen bu detaylı inceleme, hem yerel yönetimlerin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle ilgili hem de kamu kaynaklarının kullanımına dair daha geniş bir perspektif sunmaktadır. Özellikle kamu kurumları ve belediyelerin düzenlediği kültürel etkinliklerin ne denli önemli olduğu, toplumsal yaşam üzerine etkileri ve bu etkinliklerin fonlarının denetlenmesi gerektiği bir kez daha gündeme gelmiştir. İncelemelerin ve sonucunda ortaya çıkan durumların, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla şeffaf bir şekilde yürütülmesi, ilerleyen süreçlerde bu tip iddiaların daha az çıkmasına ve daha güvenilir bir yerel yönetim anlayışının yerleşmesine katkı sağlayabilir.
