Almanya, eylül ayından itibaren sıkılaştırdığı sınır kontrolleriyle büyük bir göçmen akını ile karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte, 47 binden fazla kaçak göçmen geri çevrilmiştir. Dikkat çeken bir nokta ise bu geri çevrilen göçmenlerin 15 bininin Türk kökenli olmasıdır. Özellikle Polonya, Çekya, Avusturya ve İsviçre gibi ülkelerde mahsur kalan Türk vatandaşları, Almanya’ya kaçak olarak giriş yapmanın yollarını aramaktadır. Ancak bu durum, onları oldukça zor bir duruma sokmakta ve iltica talepleri büyük bir çoğunlukla olumsuz sonuçlanmaktadır.
Alman Göç ve Mülteciler Dairesi verilerine göre, geri çevrilenlerin arasında yalnızca yüzde 8.1’lik bir kesim iltica başvurusu kabul edilmiştir. Bu kabul edilen iltica taleplerinin büyük bir kısmı, Türkiye’deki politik olaylarla bağlantılı olan kişilerden gelmektedir. Bu grupta, FETÖ bağlantılı olduğu iddia edilen bireyler, PKK yanlıları ve eşcinsel olduklarını belirterek ayrımcılık iddiasında bulunan kişiler yer almaktadır. Böylelikle, Almanya’nın iltica politikasının, hangi grupların kabul edileceği yönünde katı kurallarla şekillendiği anlaşılmaktadır.
Bir Avrupa Birliği (AB) genelgesine göre, bir bireyin iltica başvurusu için ilk giriş yaptığı ülkede başvuruda bulunması gerekmektedir. Bu durum, Almanya’ya yasal yollarla giremeyen göçmenler için ciddi bir engel teşkil etmektedir. Sınır kontrollerinin sıkılaşması ve iltica taleplerinin yüksek oranda reddedilmesi, kaçak göçmenlerin Avrupa’nın diğer ülkelerine geçiş yapma çabalarını artırmaktadır. Kaçak göçmenler, daha iyi bir yaşam arayışı içinde olmakla birlikte, gittikleri her ülkede farklı zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.
Almanya’nın, özellikle Türkiye kökenli göçmenlere karşı aldığı bu sert tutum, ülke içindeki tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Gözlemciler, bu durumun göçmenlerin yanı sıra, Avrupa genelindeki bazı ülkelerle arasındaki ilişkilerin de daha karmaşık hale gelmesine neden olabileceğini belirtmektedir. Kaçak göçmenlerin durumu, Almanya’nın yanı sıra, sınır komşularını da endişelendiren bir konu haline gelmiştir. Bu bağlamda, ülkeler arasında göçmenlerin geri gönderilmesine dair müzakerelerin artması beklenmektedir.
Sonuç olarak, Almanya’nın sıkı sınır kontrolleri ve iltica taleplerinin yüksek oranda kabul edilmemesi, Türk göçmenler için ciddi bir engel teşkil etmektedir. Kaçak göçmenlerin bu durumu aşabilmek için daha radikal yöntemler denemeleri, hem insan hakları açısından hem de güvenlik açısından pek çok endişeyi beraberinde getirmektedir. Almanya’nın göç politikaları, gelecekte daha da tartışmalı bir konuma gelebilir ve bu durum Avrupa’nın göçmen kabulü konusundaki genel politikalarını etkileyebilir.
