Akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör, sosyal medya üzerindeki eleştirel paylaşımları dolayısıyla ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla 25 gün tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuştu. Ör’ün davasında yapılan duruşmada mahkeme, kendisine 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verdi; ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı. Bu durum, Ör’ün gelecekteki hukuki süreçleri açısından önemli bir gelişme teşkil ediyor.
31 Ocak’ta tutuklanan Çiğdem Bayraktar Ör, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım nedeniyle ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla karşı karşıya kalmıştı. Davasıyla ilgili ilk duruşma, 24 Şubat tarihinde İstanbul’un Kartal ilçesinde bulunan Anadolu Adliyesi’nde, 91. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından gerçekleştirilmiş ve burada tahliye kararı verilmişti. Bu tahliye, hem Ör hem de destekçileri için önemli bir kazanım olmuştu.
Avukat Ersöz’den Açıklama: AİHM ve AYM Kararlarına Aykırılık Tezi
Anadolu Adliyesindeki duruşmada, Çiğdem Bayraktar Ör ve avukatları beraat kararı talep ettiler. Ancak mahkeme, Ör’e ceza verirken hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Bu uygulama, Ör’ün cezasının infazının belirli bir süreyle ertelendiği anlamına geliyor. Avukat Hüseyin Ersöz, bu durumun kabul edilemez olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında eleştirel paylaşımlarının suç olarak görülmesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarıyla çeliştiğini dile getirdi.
Avukat Ersöz, söz konusu karara karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapacaklarını belirtirken, yapılan bu hukuki hatalara karşı ne kadar etkili bir savunma süreci yürütüleceğini de sorguladıklarını ifade etti. Dava sürecinin seyri, akademisyenler ve ifade özgürlüğü savunucuları tarafından dikkatle takip edilmeye devam edilecektir.
Çiğdem Bayraktar Ör’ün davası, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve sosyal medya üzerindeki paylaşımlar sebebiyle yapılan yargılamaların nasıl bir yönde ilerlediğine dair önemli bir örnek teşkil etmekte. Ör’ün yaşadığı süreç, akademik özgürlük ile siyasi otoritenin sınırları üzerinde de tartışmalara neden olmakta. Mahkemenin verdiği karar, özellikle akademik ve toplumsal eleştirinin baskı altında olduğu bir ortamda, birçok birey ve grup tarafından eleştirilmekte. Şu an için davanın gelecekteki seyrinin ne olacağı ise merakla bekleniyor.
Kaynak: ANKA
