“Eski İstanbul polisleri anlatıyor” tefrikasında üçüncü bölüme geçiyoruz. İstanbul zabıtasında uzun yıllar hizmet vermiş ve sirkat masasının en deneyimli üyelerinden biri olan Haydar Bey’in hırsızlık vakalarındaki başarıları anlatılıyor. Fantoma Mehmet, Hrisantos gibi tanınmış hırsızlar, Haydar Bey’in kararlı takibi karşısında pes etmiştir. Haydar Bey’in hırsız avındaki ustalığı, polis teşkilatında büyük bir üne kavuşmasını sağlamıştır. Bir gün eski polis arkadaşıyla buluşup kahve içmeye başladık. Haydar Bey anlatmaya devam etti:
Polis müdürlüğünde yaşanan bir olayı anlatırken, Kastamonu Mebusu Emin Bey’in değerli saatinin çalınmasıyla ilgili bir hikayeden bahsetti. Saatin izini süren Haydar Bey, işi yapanların toplandığı bir kahvede ipuçları aramaya başladı. İzmirli Ali Rıza adında bir adam, saati çalmak konusunda uzmandı ve işleri kurnazca kotarıyordu. Haydar Bey, onu başarıyla kandırarak saati ele geçirdi. Hırsızlık masasının en zorlu vakalarından birini çözmüştü.
Sonraki anlatısında, kömürcülerin tuzağına düşen ve “Fındık Fatma” olarak tanınan bir hırsızın hikayesini paylaştı. Fındık Fatma’nın çaldığı paraların peşine düşen polis, onun hapishaneye gittiği günü beklemeye karar verdi. Ve gerçekten de Fındık Fatma, hapishaneye kocasını ziyaret etmeye geldiğinde polis tarafından yakalandı. Başarılı bir operasyonla bir hırsız daha adalet önüne çıkarılmıştı.
Haydar Bey, son olarak Sirkeci’de gerçekleşen enteresan bir hırsızlık olayını anlattı. Bir adam, sırtına tükürerek birini çalmış ve sonra cüzdanı çalmıştı. Haydar Bey, tükürük izinden hareketle hırsızı buldu ve yakaladı. Hırsızların yaptığı hırsızlıklar adeta bir sanat eserine benziyordu ve polisin detaycı çalışmasıyla bu hırsız da ele geçirildi.
Haftaya ise, Paşakapısı’nın dinamitle nasıl berhava edileceği merak konusu olacak.
