Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 30 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınladığı ilanlarla iki öğretim görevlisi ve 17 öğretim üyesi alımını duyurmuştur. Bu ilanlar, üniversitenin akademik kadrosunun güçlendirilmesi ve nitelikli eğitimin artırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu ilanların arkasında ‘torpil’ olduğu iddiaları gündeme gelmiştir.
Kamu yönetimi bölümü için açılan doktor öğretim üyesi pozisyonunun şartları arasında, “Dijitalleşme sürecinde Türkiye’de üst kademe kamu yöneticilerini yetiştirme politikaları, üst kademe kamu yönetici nitelikleri ve özellikleri alanında çalışmalar yapmış olmak” maddesi bulunmaktadır. İlan koşullarının, adayların belirli bir uzmanlık alanına sahip olmasını şart koşması, bu alanda yeterli deneyimi ve birikimi olan adayların başvurmasını sağlamaktadır. Ancak, bu şartların bir torpil için özel olarak hazırlandığı iddiaları ortaya atılmıştır.
Çanakkale merkezli medya organlarından Kanal17, söz konusu ilanın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Cüneyt Akı’nın eşi için hazırlandığını öne sürmüştür. Haberin detaylarına göre, ilan şartları, Özlem Akı’nın niteliklerine tam olarak uymaktadır. Özlem Akı, 2023 yılında dijitalleşme süreci ve kamu yöneticileri yetiştirme politikaları üzerine doktora tezi yazmış bulunmaktadır.
Özlem Akı’nın eşi Cüneyt Akı, yeni rektör Cüneyt Erenoğlu döneminde 26 Temmuz 2024 tarihinde Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne dekan olarak atanmıştır. Bu durum, Cüneyt Akı’nın dekanlık pozisyonunda bulunması ve kullanımına sunulan imkanların, eşi için bir avantaj sağladığı iddialarını beraberinde getirmiştir. Türkiye’de akademik kadrolarda yaşanan bu tür durumlar, zaman zaman mesleki etik ile ilgili tartışmalara yol açmakta ve eğitim dünyasında farklı algılara neden olmaktadır.
Bu olay, üniversite camiasında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Birçok kişi, bu tür uygulamaların akademik kariyerlerin yönetiminde adaletin sağlanmadığına dair endişelerini dile getirmiştir. İlanların şeffaf bir şekilde yapılması ve torpil gibi uygulamaların önüne geçilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Akademik ortamlarda liyakatin önemi, akademik gelişim ve eğitim kalitesi açısından hayati bir konu olarak ön plana çıkmaktadır.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki bu durum, belirsizlik ve tartışmaların artmasına neden olurken, üniversite yönetiminin gelecekteki uygulamalarında daha dikkatli ve şeffaf olmalarını gerektirmektedir. Eğitim kurumlarının, kamu hizmetini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için her türlü kayırmacılığın ortadan kaldırılması öncelik olmalıdır.
