Türkiye, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından kapatılan 32 askeri hastanenin hala açılmamasıyla ilgili tartışmaların merkezinde yer alıyor. Ülke, askeri hastanesi bulunmayan tek NATO üyesi ülke konumunda bulunuyor. Uzun süre sessiz kalan Cumhur İttifakı’nın ortağı Hükümet Partisi MHP, son dönemde askeri hastanelerin yeniden açılması gerektiğini vurgulayan seslere katıldı. MHP K.Maraş Milletvekili ve Meclis Milli Savunma Komisyonu üyesi olan Zuhal Karakoç Dora, “Bedeli can ve kanla ödenen güvenlik ihtiyacı için askerî hastanelerin yeniden açılması, hayati önemde” ifadesini kullandı.
Zuhal Karakoç Dora
Öte yandan, muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de konuyu gündeme getirdi. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, “Kapattığınız askerî hastanelerin deneyiminden faydalanmayıp olası şehit sayımızın artmasına yol açmak ordumuzun itibarını zedeliyor” şeklinde konuşarak, sağlık sisteminin yetersizliğine dikkat çekti. Ayrıca, CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, GATA’nın geçmişte en gelişmiş eğitim ve tedavi merkezi olduğunu belirtti; bu sistemin askeri sağlık alanında yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, 12 Temmuz 2020 tarihinde “2043 olan askeri cerrah sayımız 347’ye düştü çok vahim durumdayız” demişti.
İSVEÇ VE NORVEÇ’TE BİLE VAR
Türkiye’nin askeri hastanesi bulunmayan tek NATO ülkesi olmasının yanı sıra, Avrupa’daki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında askeri sağlık sisteminin zayıflığı daha da belirginleşiyor. Örneğin, Avusturya’nın 34 bin askeri için tam teşekküllü 3 askeri hastanesi mevcutken, Almanya’da 185 bin asker için 5, Fransa’da ise 279 bin asker için 8 askeri hastane bulunuyor. Savaş ihtimali düşük olan ülkelerden İsveç, Norveç ve Finlandiya gibi ülkeler bile askeri cerrahlar ve askeri hastaneler ile desteklenmektedir. Bu durum, Türkiye’nin askeri sağlık altyapısının görünür bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, kapatılan askeri hastanelerin yeniden açılması çağrıları, Türkiye’nin askeri sağlık sistemi üzerinde ciddi bir tartışma yaratmış durumda. Kimi yetkililer ve muhalefet temsilcileri, bu durumun olumsuz sonuçlarını vurgularken, hükümetin konuya yaklaşımının ne olacağı merakla bekleniyor.
