İhaleleri yandaş şirketlere verilen ve kamunun milyonlarca lira zarara uğratıldığı şehir hastaneleriyle ilgili skandalların sonu gelmiyor. Kamu özel işbirliği (KÖİ) modeliyle kira ve hizmet bedeli ödenerek şirketlere işlettirilen şehir hastanelerinde, kiralar metrekare bazında hesaplanıyor. Ancak, bu hastanelerin kapalı alanları ölçülürken poliklinikler, bölüm servisleri, hasta odaları, ameliyathaneler, yoğun bakım üniteleri, tıbbi görüntüleme odaları, hasta kabul alanları gibi doğrudan sağlık hizmeti verilen yerlerin yanı sıra devasa boş ve geniş alanlar da hesaba katılıyor.
Bu durumda, doktor ve teknik personelin servisten servise gidebilmek için scooter kullanmak zorunda kaldığı, poliklinik hastalarının servisler arasında golf arabalarıyla taşındığı devasa alanlar dahil hastanelerin tüm kapalı alanları sağlık hizmeti veriliyormuş gibi kira hesabına dahil edildi.
Çarpık tabloya dikkat çeken CHP eski Milletvekili Fikret Şahin, Türkiye’deki 28 bin 548 yataklı 18 şehir hastanesinin kapalı alan büyüklüğünün 8 milyon 932 metrekareye ulaştığını söyledi. Yatak başına düşen kapalı alanın ortalama 313 metrekare olduğunu, İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde kapalı alanın 375 metrekare ile rekor düzeye ulaştığını belirtti. Fikret Şahin, fazla kapalı alanın hastane şirketlerine daha fazla ödeme yapılmasına neden olduğunu vurguladı.
Hesapsız yapılan şehir hastaneleri nedeniyle halkın parasının şirketlere aktığını ifade eden Fikret Şahin, dolar cinsinden hesaplanan kiraların her yıl dolar enflasyonuyla artmasının bütçeyi olumsuz etkilediğini belirtti. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’ndan çözüm beklediklerini dile getiren Şahin, “2023’te 27.7 milyar lira kira ödenen şehir hastanelerine bu yıl 37.3 milyar ödenecekti. Ancak ödemenin 57.6 milyara çıkacağı anlaşıldı. Bu hastaneler acilen kamulaştırılmalı” dedi.
