Suudi Arabistan medyası, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy‘nin Cidde‘deki Uluslararası Kral Abdulaziz Havalimanında karşılandığını bildirdi. Karşılama törenine, Mekke Bölgesi Emir Yardımcısı Prens Suud bin Meşal bin Abdülaziz ve Ticaret Bakanı Macid bin Abdullah el-Kasabi katıldı. Bu durum, Zelenskiy’nin Suudi Arabistan’daki diplomatik temaslarının önemli bir adımı olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio‘nun da Cidde’ye ulaştığı öğrenildi. Bu buluşmalar, Ukrayna’nın mevcut durumu ve uluslararası ilişkiler açısından büyük bir öneme sahip. Ukrayna’nın barış ve stabilite arayışındaki bu toplantının sonuçları, dünya genelinde yankı uyandırabilir.
Yerel basında yer alan haberlere göre, Zelenskiy‘nin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile bir araya gelmesi planlanıyor. Bu tür diplomatik görüşmeler, Ukrayna’nın barış süreci açısından önemli fırsatlar sunuyor. Özellikle, Ukrayna’nın savaştan sonra kalıcı bir barış sağlaması için uluslararası destek arayışı içinde olduğu biliniyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, 7 Mart tarihinde Rubio ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Sybiha, bu görüşme ile ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu ve “ABD’li ve Ukraynalı yetkililerin bu hafta Suudi Arabistan’da toplantı düzenleyeceğini” ifade etti. Bu tür iletişimlerin, iki ülke arasında işbirliğini güçlendirmek için önemli olduğunu belirtti.
Sybiha ayrıca, “Ukrayna savaşın sona ermesini istiyor ve kalıcı barışı sağlamak için ABD liderliği şart” ifadelerini kullanarak, ABD’nin bu süreçteki rolünün önemine dikkat çekti. Bu durum, sadece Ukrayna için değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeler için de kritik bir konu olarak ön plana çıkıyor.
Öte yandan, ABD ve Rus heyetleri de 18 Şubat‘ta, ikili ilişkileri normalize etme ve Ukrayna’daki savaşı sonlandırma hedefiyle Suudi Arabistan’da bir araya gelmişti. Bu toplantılar, bölgedeki gerginliğin azaltılması ve kalıcı barışın sağlanması için önemli adımlar olarak görülüyor. Tüm bu gelişmeler, hem Suudi Arabistan’ın hem de diğer uluslararası toplumların bu çatışma üzerine nasıl bir strateji izleyecekleri konusunda büyük bir merak yaratmaktadır.
