Çin Savunma Bütçesi Yüzde 7,2 Artacak!

Çin, ulusal güvenliğini ve savunmasını güçlendirme adına önemli adımlar atmaktadır. Bu bağlamda, 14’üncü Çin Ulusal Halk Meclisi’nin 3’üncü Toplantısı sırasında, Çin Halk Kurtuluş Ordusu ve Silahlı Polis Birliği’nden oluşan heyetin sözcüsü Wu Qian, ülkenin savunma bütçesine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Wu, Çin hükümetinin savunma inşa politikasının, ekonomik yapıyı destekleyecek şekilde geliştirildiğini dile getirerek, bu doğrultuda makul ve gerekli bir savunma bütçesi belirlediklerini ifade etti.
2025 yılı için merkezi hükümet bütçesinden savunma harcamalarına ayrılan miktarın 1,81 trilyon yuan olduğunu açıklayan Wu Qian, bu bütçenin 2024 yılına göre yüzde 7,2 oranında bir artış gösterdiğine dikkat çekti. Bu artış, Çin’in askeri kapasitesini genişletme hedeflerinin bir yansıması olarak yorumlanabilir. Wu, bu artışın, ülkenin ulusal güvenliğini sağlama ve savunma yeteneklerini geliştirme çabasının bir parçası olduğunu belirtti.
Tayvan meselesine de değinen Wu Qian, Tayvan’ın, Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak ‘Tek Çin’ politikasının uluslararası toplumda ortak bir konsensüs olduğuna işaret etti. Bu yaklaşım, Çin’in, Tayvan üzerindeki egemenlik iddialarını pekiştirme ve bu konuda uluslararası destek arayışını sürdürme çabasını yansıtırken, aynı zamanda bölgedeki gerilimleri artırma potansiyeline sahip. Wu, Tayvan ile ilgili meselelerin çözülmesi gerektiğini, bunun da ancak ‘Tek Çin’ ilkesi çerçevesinde sağlanabileceğini ifade etti.
Çin’in savunma bütçesindeki artış, küresel güvenlik dinamiklerini etkileme potansiyeline sahip olduğundan, uluslararası siyasi analizler bakımından önem taşıyor. Askeri güçlerini modernize etmeyi hedefleyen Çin, böylelikle bölgesel ve küresel güç dengesinde daha etkili bir rol oynamak istemektedir. Wu Qian’ın açıklamaları, Batı ülkeleri ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerdeki gerginliklerin daha da tırmanabileceğini göstermektedir. Zira, Tayvan’ın bağımsızlığı yönündeki herhangi bir girişim, Çin için ulusal bir tehdit olarak görülmektedir ve buna karşı sert önlemler alabileceği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, Wu Qian’ın açıklamaları, Çin’in savunma harcamalarını artırma niyetinin ve Tayvan konusundaki tavrının uluslararası ilişkilerde yarattığı etkiyi ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, Çin’in gelecekteki askeri stratejileri ve bölgesel politikaları dikkatle izlenmeli, uluslararası toplum ise bu gelişmeler karşısında nasıl bir tutum sergileyeceğini belirlemelidir.