İsrail, Gazze’deki kırılgan ateşkesi uzatmaya yönelik yeni bir müzakere turu gerçekleştirmek amacıyla Pazartesi günü Doha’ya bir heyet göndermeyi planlıyor. Bu adım, İsrail’in Filistin bölgesine elektrik tedarikini durdurmasının ardından gündeme geliyor. Geçtiğimiz hafta, İsrail’in bölgeye yönelik tüm insani yardımları da durdurması, durumun gerginliğini artırmıştı.
Birleşmiş Milletler uzmanları, İsrail’in bu kararını uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirdi. Filistin direniş grubu Hamas ise, elektrik kesintisini “şantaj” olarak nitelendirdi ve bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtti. Hamas, İsrail’in uyguladığı baskının, rehinelerin serbest bırakılması için bir tehdit unsuru teşkil ettiğini düşünüyor.
‘ŞANTAJ TAKTİĞİ’
Hamas, arabulucularla yürütülen görüşmelerde esneklik gösterdiğini belirtti. Mısır, Katar ve ABD’nin yürütülen müzakerelerdeki çabalarının sonucunu beklediğini ifade etti. Hamas yetkilileri, İsrail’in Gazze’ye elektrik sağlamayı durdurmasını, Filistinli militanları rehineleri serbest bırakmaya zorlamak amacıyla yapılan bir manevra olarak değerlendiriyor. Bu tür baskı girişimlerinin kerhen kabul edilemez olduğunu vurguluyorlar.
Hamas Siyasi Büro üyesi İzzet el-Rişk, konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamada, “İşgal güçlerinin Gazze’nin elektriğini kesme kararını şiddetle kınıyoruz. Daha önce bölgeyi gıda, ilaç ve sudan mahrum bıraktılar. Şimdi de halkımıza ve direnişimize karşı ucuz ve kabul edilemez bir şantaj taktiğiyle baskı kurmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Bu sözler, bölgedeki insani durumun ciddiyetine ve İsrail’in uyguladığı politikaların sonuçlarına dikkat çekiyor.
Bu gelişmeler, uluslararası toplumda büyük bir kaygı yaratırken, insani yardımların durdurulması, bölgedeki sivillerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor. Gazze’de yaşayan insanlar, sadece elektrik değil, aynı zamanda su, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlardan da mahrum kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu tür eylemlerin yapılması, uzun vadede çatışmanın çözümüne katkıda bulunmaktan çok, gerginlikleri daha da artırıyor.
Doha’daki müzakerelerin sonucu, bu çatışmanın seyrini etkileyebilecek önemli bir nokta olacak. İşgal altındaki topraklarda, insani yardım ve barışçı çözümler arayışının devam etmesi bekleniyor. Uluslararası aktörlerin devreye girmesi, kalıcı bir çözüm bulunması adına oldukça kritik bir öneme sahip. Tüm bu gelişmelerle birlikte, hem Filistin halkının hem de bölgedeki diğer aktörlerin, sağlıklı bir iletişim ve uzlaşma zemini bulup bulamayacağı merak konusu olmaya devam ediyor.
