Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Turpun Büyüğü’ başlıklı bir basın toplantısı düzenleyerek, Saraçhane’de önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, tartışmalı soruşturmalarda bir bilirkişinin görev aldığını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Sizin turp zannettikleriniz, bu milletin gönlünde zerre yer etmez. Sayın Cumhurbaşkanı; turpun büyüğü senin heybenden çıktı. Aslında işin çok kolay. Bu kadar heybe sırtında taşımana gerek yok. Bu kadar yük taşıyacağına, kendini sadece milletin sandıktaki vicdanına emanet ettiğin an rahatlayacaksın. Yastığa başınızı koyduğunuzda huzurla uyumak kadar güzeli yoktur” sözleriyle net mesajlar verdi.
İmamoğlu’nun bu açıklamaları, kamuoyunun gündeminde önemli yer tuttu. İlgili bilirkişiyle yaptıkları telefon görüşmesinin basında yer alması üzerine, Halk TV çalışanı gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker, Seda Selek, Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz hakkında soruşturma açıldı. Bu durum, medyada dikkat çekti ve ilgili isimler hakkında çeşitli yaptırımlar gündeme geldi.
Savcılık ve hakimlikte, haberin sorumluluğunu üstlenen ve gazetecilik faaliyetinde bulunduğunu savunan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni tutuklanırken, diğer dört gazeteci hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Bu karar, Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalara neden oldu.
İddianamede Değişik Suçlamalar Yöneltildi
Soruşturmaya ilişkin yeni bir iddianame hazırlanarak, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianamede, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, Programcı Barış Pehlivan ve Sunucu Seda Selek için farklı hapis cezaları talep edildi.
Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz’a ‘kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, yargı görevini yapanı etkileme, kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması’ suçlamalarıyla 6 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istendi. Diğer gazeteciler Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker hakkında ise ‘kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması, yargı görevini yapanı etkileme’ suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Bununla birlikte, gazeteciler hakkında siyasi yasak da talep edildi. Bu durum, basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti konularında önemli bir tartışma başlattı. Türkiye’de basın kuruluşlarının üzerindeki baskılar, bu tür davalarla daha da gün yüzüne çıkmış oldu.
İddianame Kabul Edildi
Hazırlanan iddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edildi ve davanın ilk duruşması 4 Mart Salı günü saat 09.30’da yapılacak. Bu duruşma, Türkiye’nin siyasi gündeminde önemli bir yer tutacak gibi görünüyor.
