Suriye’de Rejim Düşerken Türkiye’ye Göç Artıyor!

Suriye’de Terör Örgütü ve Rejim Devrimi
Suriye’de, terör örgütü Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) ve Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) başlattığı ilerleyiş sonucunda, 61 yıllık Baas rejimi devrildi. Bu gelişme, uzun zamandır iktidarda olan Beşar Esad’ın ülkeden kaçmasına ve Rusya’ya sığınmasına neden oldu. Esad döneminin sona ermesi, birçok Suriyeli için sevinç kaynağı olurken, bazıları için de büyük bir korku ve endişe kaynağı haline geldi.
Endişe ve Göç
Sözcü TV muhabiri Gülnur Saydam, bölgedeki durumu aktarıp “Özellikle farklı mezheplere ve dinlere mensup olanlar ya da HTŞ’nin yönetiminde kalmak istemeyenler büyük bir endişe içinde,” ifadesini kullandı. HTŞ’nin yönetimi altında kalmak istemeyen Suriyeliler, Türkiye’ye göç etme arzusu taşıyor. Bu durum, bölgede tam anlamıyla karmaşık bir durumun hakim olduğuna işaret ediyor.
Türkiye’nin Suriye’deki Önemi
Esad’ın ülkeden kaçmasının ardından, Suriye’de ‘Türkiye’ gerçeği belirgin hale geldi. Saydam, döviz bürolarında Türk lirasının geçmediğini, ve Suriye hattı ile Türkiye’nin aranamadığını belirtti. Bu durum, iki ülke arasındaki iletişim ve ekonomik ilişkilerin ne denli kötüleştiğini gösteriyor.
Ambargo ve İletişim Sorunları
Esad döneminde uygulanan ambargo, bölgedeki günlük hayatı olumsuz etkiliyor. Saydam, “Bugün buraya geldiğimizde, Türk lirasının burada geçmediğini öğrendik. Döviz merkezlerinde Türk lirasına dair hiçbir şey yoktu, bu yüzden paramızı çeviremedik,” dedi. Ayrıca, Suriye’den, özellikle Şam ve Lazkiye’den Türkiye’yi aramanın mümkün olmadığını, dolayısıyla uluslararası iletişimde Türkiye’nin bulunmadığını aktardı. Bu durum, yayın yapanlar için büyük bir zorluk oluşturmakta.
Sonuç
Sonuç olarak, Suriye’de yaşanan bu gelişmeler, hem yerel halk için hem de uluslararası toplum için önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Rejim değişikliği, sadece siyasi bir dönüşüm değil, aynı zamanda demografik ve ekonomik etkileri olan bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Farklı inanç gruplarına mensup insanlar arasında var olan endişe, bu geçiş döneminin ne denli çetrefilli olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin rolü ve bölgedeki istikrar, gelecekte daha da kritik bir hal alacak.