Adalet Yılı Açılışı hafta başında gerçekleşti. Yargıtay’da yapılan tören, iktidarın yeni anayasa yapılmasını vurguladığı günlerde gerçekleşmiş olsa da aslında hukuk için bir kapanışın başlangıcıydı. Bu duruma karşı siyaset ve toplumun tepki göstermesi gereklidir.
Açılış sırasında yaşanan iki olay, durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
Hukuk, sav, savunma ve karar ayakları üzerinde çalışır. Bu kavramları Arapça olarak da ifade edebiliriz: iddia, müdafaa ve hüküm. Bu kavramların önemi tartışmasız olsa da savunmanın hukukun temelini oluşturduğu bilinmektedir.
Açılışta Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın konuşmasının canlı yayını engellendi. Bu da savunmanın sesinin kesildiği anlamına gelir.
Savunmanın susturulması asla kabul edilemez. Bu durumu önemsememek, hukukun yok edilmesine yardımcı olmaktır. Savunma hakkı yıllardır iktidar tarafından engellenmektedir.
Yargıtay Başkanı’nın “milli hukuk sistemi” isteği de dikkat çekicidir. Yargıtay Başkanı, yeni anayasanın ülkeyi seven herkesi kapsayacak şekilde olması gerektiğini belirtmiştir.
Hukukun evrenselliği bilinmektedir. Ülkede hukukun işlerliği için hukuksal değerlere dayalı bir anayasa taslağının hazırlanması gereklidir. Gelecek için hukuka dayalı bir düzenin oluşturulması önemlidir.
