15 Temmuz Darbesi ve Sonrası: Türkiye’de Neler Değişti?
Tam tamına 8 yıl önce, yaklaşık 24 saatlik bir süre boyunca Türkiye’de önemli bir darbe girişimi yaşandı. Bu 24 saatlik zaman diliminin en kritik anlarından biri, hiç şüphesiz, o gece 03.30 civarında Atatürk Havalimanı’na iniş yapan ve burada bir basın açıklaması yapan Erdoğan’ın sözleri oldu. Erdoğan’ın açıklaması oldukça uzundu, ancak içinde geçen bir söz herkesin hafızasında yer edinmeyi başardı: “Şu anda bu hareket Allah’ın bize büyük bir lütfu. Ne büyük bir lütfu” ifadesi. Bu sözü heyecanla dile getiren Erdoğan, daha sonra Saray’da bu ifadeyi biraz düzelterek tekrarlayacaktı.
Bugün dahi 15 Temmuz darbe girişimi hakkında bilinmezlikler var ve tüm detayların açıklığa kavuşması için iktidarın değişmesi gereksinimi oldukça açık. Ancak bilinen şeylerden biri şudur: Darbe girişiminden sonra Türkiye’de birçok şey değişti ve bu değişimden bazı gruplar büyük kazanç sağladı. Bu grupların bugünkü durumuna bakarak, 15 Temmuz’un bir bakıma “lütuf” olarak değerlendirilebileceği düşünülebilir.
Fethullah örgütü, Türkiye’de en itibarsız dönemini yaşıyordu. Birkaç liberal dışında destek veren kişi yoktu. Sokaklarda her eylemde “FETÖ’nün itleri yıldıramaz bizi!” sloganları atılıyordu. FETÖ’nün en itibarlı olduğu dönemde bile gerçek yüzünü gören ve mücadele edenler ülkenin devrimcileri, aydınları ve sosyalistleriydi. Örgüt, durumun farkında olarak can havliyle darbe girişiminde bulundu. 15 Temmuz sonrası Türkiye içinde zayıf görünseler de geniş bir coğrafyada etkilerini sürdürüyorlar.
FETÖ’nün boşalttığı alanda diğer tarikat ve cemaatler su yüzüne çıktı. Devletin içine sızarak olanaklarından yararlandılar. AKP, tarikat ve cemaatlerin devlet içindeki artan etkisine destek verdi. Tarikat ve cemaatlere ait onlarca holding, ülke ekonomisinde etkili bir konuma geldi. Bu durum, gelecek için büyük bir tehdit oluşturuyor.
15 Temmuz darbe girişiminin en önemli sonuçlarından biri, iktidar blokunda yaşanan değişim oldu. FETÖ’nün bıraktığı boşluk büyüktü ve yeni güçlere ihtiyaç duyuldu. Mafya, iktidar ortağı konumuna yükseldi. Ülke mafyanın kontrolüne girdi ve Türkiye, dünyanın tüm suç organizasyonlarının odağı haline geldi.
Erdoğan için FETÖ, travmatik bir deneyim oldu ve sadakat ön planda tutulmaya başlandı. Yönetim kadroları akrabalarla ve tanıdıklarla dolduruldu. Erdoğan’a mutlak sadakat gösteren yeni bürokratlar oluştu. Devletin bir kanadı haline gelen MHP, iktidarın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
15 Temmuz sonrasında, Erdoğan’ın liderliğindeki AKP, bürokratik elit oluşturdu ve ülke yönetiminde hakimiyetini sağladı. 15 Temmuz’un ardından oluşan yeni rejim, süregelen OHAL dönemine işaret etti. Eğer 15 Temmuz darbesi gerçekleşmeseydi, durum Erdoğan için daha zor olabilirdi. Darbe girişimi, hem FETÖ’yü hem de Erdoğan’ı aynı anda yenme şansını ortadan kaldırdı.
Sonuç olarak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülke birçok değişim yaşadı ve bazı kesimler bu durumdan fayda sağladı. Ancak devletin, tarikat ve cemaatlerin ve mafyanın artan etkisi, büyük bir tehdit oluşturuyor. Türk halkı için, mücadele ve örgütlenmenin önemi büyük. Erdoğan ve AKP’nin liderliği altında ülke, yeni bir rejimle karşı karşıya ve süregelen bir OHAL dönemi içinde. 15 Temmuz, Türkiye için ciddi sonuçlar doğurdu ve tüm bu süreçler, ülkenin geleceği ve yönetim biçimi üzerinde derin etkiler bıraktı.